Bu tür afetlerden sonrasında malum en büyük risklerden birinin, ortam şartlarının hijyen açısından bozulmasına bağlı olarak bulaşıcı hastalıkların salgına dönüşmesi tehlikesi olduğuna dikkati çeken Koca, bu kapsamda toplu alanların dezenfekte edilmesi, kemirgen ve haşerelere karşı ilaçlanması çalışmalarının aralıksız sürdürüldüğünü belirtti.
“MUSLUK SUYU İÇİLEBİLİR DUYURUSUNA KADAR ŞEBEKE SUYU TEMİZLİK İÇİN KULLANILMALI”
Koca, salgınlara sebep olabilecek en eleştiri mevzunun içme suyu güvenliği bulunduğunu altını çizdi. Suların analizlerini tertipli yaptıklarını ve bakiye klor miktarını ölçtüklerini belirten Koca, tamamlanmamış olan yerlerde süper klorlama yapıldığını kaydetti.
Bu alanda bugüne dek yapılanlara ilişkin informasyon veren Koca, sözlerine şu şekilde davam etti:
“Depremin ilk günlerinde bulaşıcı hastalıklar açısından tanı koyabilecek mobil laboratuvarlarımızla su hijyeni açısından araştırma yapmak suretiyle mobil su laboratuvarımızı bölgede çalıştırmaya başladık. Zelzele bölgesindeki şehirlerde şebeke suyu klorlanmakta ve bakiye klor ölçümleri ve mikrobiyolojik incelemeler yapılmaktadır. 6-17 Şubat içinde zelzele bölgesinde 8 bin 379 noktada bakiye klor ölçümü yapılmış olup yüzde 81,54 oranında bakiye klor oranı uygun olarak görülmektedir.
Hatay ilimizin Antakya ve Defne ilçeleri haricinde zelzele illerinde şebeke suyu verilebilmektedir. Hatay’da Antakya ve Defne ilçelerinde kontrollü olarak şebeke suyu sağlanmakta, sağlanamayan bölgeler için tankerle su verilip, tankerlerde klorlama yapılmaktadır. Hatay dışındaki tüm illerde süper klorlama yapılmış olup klorlamaya devam edilmektedir. Diyarbakır, Gaziantep, Adana, Urfa, Kilis ve Osmaniye’de belediyeler de sistemsel klorlama yapmakta olup sahada takımlar uygun görmedikleri yerlerde klor tabletle de klorlama yapmaktadır. Bununla beraber şebeke hasarları ve kaynakta meydana gelen olumsuzluklardan dolayı su kalitesinde uygunsuzluklar yaşanabilmektedir. Valilik ya da kaymakamlıkların ‘Musluk suyu içilebilir’ duyurusuna kadar içme ve diş fırçalama için ambalajlı sular tercih edilmeli, şebeke suyu temizlik için kullanılmalıdır.”
“HERHANGİ BİR BULAŞICI HASTALIK SALGINI SAPTANMAMIŞTIR”
Bakan Koca, Malatya’da şebeke suyu mevcut olmasına karşın kaynakta sorun olduğundan, süper klorlamanın etkin olmadığını, sudaki bulanıklığın ise azaldığının görüldüğünü aktardı.
Halk sağlığı laboratuvarlarında 6-17 Şubat içinde analizi tamamlanan 2 bin 632 su örneğinden yüzde 77’sinin “mikrobiyolojik olarak uygun” şeklinde raporlandığını vurgulayan Koca, “Çadır kentlerimizde, depremzedelerimize içme suyu paketli dağıtılmakta, tankerlerle gelen kullanma suyu ise klorlanmaktadır. Bölgede 9 saha epidemiyoloğumuz vazife yapmaktadır. Bölge illerinde bulaşıcı hastalık verilerini ve analizlerini tertipli takip ediyoruz. Bu kapsamda bugüne dek herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını saptanmamıştır.” ifadesini kullandı.
Bakan Koca, görülen ve spekülasyona mevzu edilemeyecek hastalıklara ilişkin şu detayları paylaştı:
“Döküntülü hastalıkların depremden etkilenen 11 ilde de stabil seyrettiği görülmüştür. Kahramanmaraş ilinde bir suçiçeği vakamız mevcut olup hasta izolasyona alınmıştır. Temaslı takip edeni yapılmaktadır.
Akut bağırsak enfeksiyonu olgularında sayıca artış olmakla birlikte salgın tespit edilmemiştir. Gaziantep ve Osmaniye’de rotavirus enfeksiyonu, Adıyaman’da rotavirus ve adenovirus enfeksiyonu sebebiyle hastanede yatarak tedavi edilen azca sayıda hastamız bulunmaktadır. Akut bağırsak enfeksiyonları açısından bir salgın durumu yoktur. Grip benzeri hastalıkların sayısı artmakla birlikte salgın oluşturacak durum saptanmamıştır. Bildirilen sarılıklar, yeni doğan sarılığı olup bulaşıcı sarılık saptanmamıştır.
Afetlerden sonrasında görülebilecek bulaşıcı hastalıkları önlemek için kişisel hijyen, su dezenfeksiyonu, bit ve uyuz hastalığı ile ilgili broşürler hazırlanmıştır. Bu hastalıklar için kullanılacak ilaçlar bölgeye gönderilmiştir.”
Koca, rutin yenidoğan, anne çocuk, lohusa, kronik hasta takiplerinin ve çocukluk çağı aşılamalarının eksiksiz yürütüldüğünü dile getirdi.
Devleti var edenin millet bulunduğunu belirten Koca, “Devletin kalbi, milletin yarası neredeyse orada atmaktadır. Millet de devlet de burdadır. Beraber uyandığımız afet sabahının yaralarını hep beraber saracağız. Hiçbir vatandaşımız yalnız değildir. Her bir depremzedemiz iyileşene kadar, düzgüsel hayata dönene kadar tüm imkanlarımızla burada olacağız.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.