Cumhurbaşkanı Talibi Kemal Kılıçdaroğlu mitinglerin arkasından akşam saatlerinde Karar TV’de Elif Çakır, Ahmet Taşgetiren, Akif Beki ve Taha Akyol’un konuğu oldu. Canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, seçilmeleri halinde bürokraside yapılacak atamalarla ilgili açıklamalar yapmış oldu.
“O ZAMAN TÜRKİYE BAŞKA BİR KAOSUN İÇİNE SÜRÜKLENMİŞ OLUR”
Kılıçdaroğlu bir sual üstüne, seçimin arkasından yasaya nazaran 700’ün üstünde siyasetçi çekilme etmiş sayılacağını açıkladı. Devri sabık yaratmayacaklarının altını çizen Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Biz bu tarz şeyleri derhal aynı gün sen çekilme et, derhal hepsini atalım, yerine 700 şahıs getirelim yok o şekilde şey. Devlet akılla mantıkla bilgiyle birikimle adaletle yönetilir. Birikimi var ise muntazam insansa niye görevden alalım. Çalışıyorsa başarılıysa görevine devam eder. Kararnameye dahil eder göreve devam eder. Bir ihtimal bazıları ‘Biz ayrılmak’ istiyoruz derler ayrılabilirler. Bürokratlar muntazam ve başarılıysa niçin görevden alalım? Siyasetçi kin ve öfkeyle hareket ederse o vakit bunlardan bir farkı kalmaz. Türkiye başka bir kaosun içine sürüklenmiş olur. Öyleki devr-i sabık yaratmak, kapının önüne koymak falan yok o şekilde bir şey. Doğru değil. Ben o nedenle bürokratları uyardım. ‘Kanunsuz işin altına imza atmayın’ dedim. 657 sayılı yasada yargı var. Der ki ‘Kanunsuz komut verilemez’. Gerekirse yazılı olarak bu yasalara aykırıdır diye imzalama bunu oldukca gördük bürokraside.”
“HİÇ KİMSENİN GÜCÜ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NI KAPATMAYA YETMEZ”
“Diyanet İşleri Başkanlığı’nı CHP kurdu, niçin kapatsın? İlk imam hatip okullarını açan da CHP, niye kapatsın? Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkenin temel kurumlarından birisi. Mustafa Kemal Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığı’yla Genelkurmay Başkanlığı’nı oluşturmak için aynı gün iki ayrı kanunu çıkarmıştır. Asla kimsenin gücü Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kapatmaya yetmez.”
“DEVLETLE PARTİYİ AYIRMAK LAZIM”
“Devletin temel kolonlarını tahrip ettiler. Benim tüm hedefim devletin kolonlarını tekrardan inşa etmek. Sözgelişi tutum mevduatını, sigorta fonunu yöneten kişiler eğer bir yolsuzluk yaparlarsa, bu yolsuzlukları hakkında soruşturma ve kovuşturma açılmayacağına dair kanun çıktı. Akıl alacak şey değil. Devletle partiyi ayırmak lazım, şu anda devlet partileşti. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gemisi, iktidar partisinin seçim otobüsüne döndü. Biz karşıymışız benzer biçimde bir atmosfer yaratıyor. Niye karşı olalım? Bu mevzuda da oldukca kararlıyım. Devlet bakidir, parti gelip geçici. Yarın iktidar gider başka bir parti gelir.”
“BU SEÇİM TÜRKİYE’NİN KADER SEÇİMİ”
“Centilmence bir yarış olmuyor. Ben bugüne dek seçim meydanlarında hiçbir vakit Sayın Erdoğan’ın adını söyleniş dahi etmedim. Fakat karşı taraftan benim aklımın almayacağı o denli oldukca suçlamalar var ki. Bu suçlamalara vakit ayırmamı istiyor. Böylece ekonomiden kopalım, Türkiye’nin geleceğinden kopalım, demokrasiden kopalım istiyor. Evlerde mutfaklarda yangın var. İnsanlar geçinemiyorlar, işsizlik ciddi bir noktaya geldi. Asgari ücret, açlık sınırının altında. Bu haldeyken kısır münakaşanın içine girmeyi doğru bulmuyorum.”


