Son dakika haberi!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hatay’a gitti.
Hatay EXPO’da “Millet Buluşması”na katılan Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar:
”Hiçbir fark yapmadan, asla kimseyi ötekileştirmeden 85 milyonu kucaklamak boynumun borcu. Zor günlerden geçiyoruz, acılarımız yoğunlaşıyor. Acılarımızı hafifletmek için her birimiz her türlü fedakarlığı yapıyoruz, biliyorum. Bazı acılar var ki, onlar yüreğimizin bir köşesinde sürekli durur. Bu acılardan birisini sizler de hepimiz de yaşıyoruz.
Depremin yarattığı acı tüm dünyada yankılandı. Beraber olmak, birlikte olmak benzer biçimde hasleti asla unutmayacağız. Bundan sonrasında millete sesleneceğim. Bayrağımızın ne kadar kıymetli bulunduğunu biliriz. Vatanımız da bizim için değerlidir. Buraya gelirken mezarlıkları ziyaret ettik. Büyükşehir Belediyesi, Türk bayrağı ve Hatay Büyükşehir Belediyesi bayraklarını asmış. Ankara’dan yönerge, ‘Bayrakları indirin’ diye.
Bunun olur bulunduğunu görmek benim vicdanımda derin yaralar açtı. Asla kabul etmiyoruz. Bayrağımıza sahiplenmek namusumuzdur, vatanımıza sahiplenmek da namusumuzdur. Depremde yaşamını kaybetmiş olduğu vatandaşların mezarlığı Büyükşehir Belediyesi’ne aittir. Bir toplumu ayrıştırmak kadar tehlikeli bir şey yoktur.
Depremin olduğu andan itibaren tamamımız hareket halindeydik. Depremin olduğu yerde büyük bir travma vardı, o şoku atlatmamışlardı. Fakat Anadolu’dan binlerce insan geldi. Arama kurtarma ekipleri, yiyecekler… Ekrem İmamoğlu koordinatör olarak vazife yapıyor. Kendisine teşekkür ederim. 6 bin 693 şahıs İBB koordinatörlüğünde vazife yapmış oldu. Vazife yapanlara da teşekkür ederim.
”BEŞERİ SERMAYEDEN BÜYÜK KAYIP VAR”
14 Mayıs’tan sonrasında yeni bir güne başlayacağız. Hatay’da, Kahramanmaraş’ta yeni bir anlayışı görecek. Asla kimsenin ötekileşmediği bir ufku görecek. Şimdi ‘Çiftçinin, esnafın kredisi var ödesin’, iyi mi ödeyecek? Hepimiz kenti terk etmeye başlamış. Muhteşem hallerde muhteşem kararlar alınır. Esnafın, çiftçinin kendisine dönmesi için ona destek vereceksiniz. Bir vakayla karşılaştığınızda derhal planlarsınız. Kısa, orta, uzun dönemde ne yapacağım… Aksi halde devleti yönetemezsiniz. Beşeri ana paradan büyük yitik var. Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya’ya gittim. Hatay’a 4’üncü gelişim. Nitelikli eleman kenti terk etmiş vaziyette.
Fabrikaların emek harcaması, esnafın dükkan açması lazım. Okulların açılması lazım. Yapamıyorsanız bizlere açıklayın yaparız hepsini. Bir kenti şehir icra eden unsurlardan birisi de o kentteki entelektüel birikimdir. Kenti şehir icra eden ruhtur, bu ruhun korunması lazım.
HATAY’DAKİ SU SORUNU
Samandağ’da yazı göndermişler, ‘Azca su tüketen ürünler ekin’ diye. Bir devlet bunu yapar mı? Deyin ki ‘DSİ bunu yapamıyor’, bizim belediye başkanlarımız yaparlar ve suyu da verirler. Siz bunu yapmadığınız takdirde daha pahalı karşılık ödüyorsunuz. Bizim insanımız bunu yapar.
Hatay’ın demografik yapısı oldukca değerlidir. Dışarıya aşırı göçün ve geri gelmemesinin demografik açıdan mesele yaratacağını biliyoruz. Bunu düşünüyorlar mı, gereğini yapıyorlar mı? Devleti yöneten şahıs ülkenin 20-25-30-100 yılını düşünmek zorundadır.
180 milyon ton yıkıntı bir bölgelere taşınacak. Asbesti düşünüyorlar mı? Bir çevre mühendisi ile görüştüler mi acaba? Devleti yöneten şahıs tüm ayrıntıları düşünmek zorundadır. Hep afetten sonrasını düşünüyoruz. Biz afetten sakınmayı adeta defterden silmişiz. Devletin liyakatli kadroları depremi biliyor fakat devleti yönetenler sakınmıyor.
‘Erzurum’u hususi üretim merkezi yapacağız’ dedim. Bu bölgenin de özellikleri de düşünülerek bu ürünleri üretmek zorundasınız. Yapın bu tarz şeyleri, niye yapmıyorsunuz. Bu bölge için hususi yasa getirin. Hepimiz burada üretsin, istihdam yaratsın. Ortadoğu’nun ve Akdeniz havzasının en kuvvetli ekonomik yapılanmasını bu bölgede yapabiliriz. Noksan olan geleceği iyi görmeyen politika.
”DEPREMZEDELERE TOKİ KONUTLARINI ÜCRETSİZ VERECEĞİZ”
Temeller atıldı, o binaları biz tamamlayacağız. Bu vakada kimin kabahati var? Anayasa’nın 57’nci maddesinde ne diyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 25’inci maddesi… Bir binanın yapımı için 23 imza gerekiyor. 23 imzanın hiçbirisinde konut ve dükkan sahibinin imzası yok, tamamı kamu. Bu itimatı kamu veriyor. Şimdi diyorlar ki ‘Size yer vereceğiz fakat sizi borçlandıracağız, 20 yıl ödeyeceksiniz.’ Benim ne günahım var, o imzaları ben atmadım. Şimdi depremzedeyi borçlu çıkarıyorlar. Tüm vatandaşlarıma sözüm sözdür, her insanın anahtarını teslim edeceğiz, 5 kuruş almayacağız. Eğer bir helalleşme olacaksa, anahtarı teslim edeceksiniz, özür dileyeceksiniz. Eve ruhsat veriyorsun, hepimiz geliyor, bakıyor. ‘Sana ev yapacağım, bana parasını ver.’ Kimin kusuru var ise, kusuru giderecek olan odur. Vatandaşın devlete değil, devletin vatandaşa borcu var.
Devletin meydana getirecek gücü var mı? 418 milyar doları alacaksın, vereceksin vatandaşa o denli. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Vatandaşın sorununu çözerken hukuk, vicdan, ahlakın gereğini yapacaksınız. Başını sokacak bir ev bulmuş, sen de rapor vermişsin. Hem helalleşeceğiz, hem evi 5 kuruş almadan teslim edeceğiz.”