Türkiye’de uzun senelerdir konuşulan Marmara depremi olasılığının gerçekleşmesi durumunda yaşanabileceklere ilişkin ‘kalım problemi’ uyarısı icra eden Prof. Dr. Naci Görür “Bu bir komplo teorisi değil” diyerek tedirgin edici senaryoya dikkat çekti. “Daha Maraş depremlerinin zararlarını azaltmadan, ülkenin yükünü bu depremlerden kurtarmadan İstanbul depremi binerse işte o vakit kalım problemi adım atar” diye konuşan Görür, “Cumhurbaşkanımızın oldukça veciz bir sözü var, ben asla unutmuyorum” sözleriyle Erdoğan’ın IMF açıklamasını hatırlatarak “Ekonominin yüzde 60 can damarını elinde bulunduran bir bölge, üstelik önceki depremin de kalıntıları üstüne oturursa sen Türkiye’nin o durumunu düşünerek iyi mi bağımsız olarak siyasal ülkeyi yöneteceksin?” ifadelerini kullandı.
“DEPREMDEN DOLAYI EKONOMİK KRİZLER OLACAKTIR”
Fox Haber’de İlker Karagöz’ün konuğu olarak soruları yanıtlayan Yer Bilimci, Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür İstanbul’u etkileyecek bir depremin kalım sorununa yol açacağına ilişkin değerlendirmelerini şu sözlerle paylaştı:
Politika bu işin oldukça bilincinde değil, kısaca ben bulunduğunu sanmıyorum. Şundan dolayı bizim önümüze bazı kalım meseleleri getiriyorlar fakat pek de kalım meselesi değil, kısaca bir ihtimal kendilerine bakılırsa bir kalım meselesi. Siyasetçiye bakılırsa bir kalım meselesi olabilir fakat ülkenin ve milletin geleceği, bu toprakların bağımsızlığı açısından vakaya baktığınız vakit pek de öyleki değil.
Şimdi bu zelzele oldu. Bırakalım, ‘Daha hazırlıklı olabilirdik’ vesaire bunu geçelim. Bunun getirmiş olduğu küçümsenmeyecek bir ekonomik bir yıkım var ülkede. Aslına bakarsanız ülkenin de ekonomisinin de oldukça iyi olmadığı da ortada, bu da fazladan bir yük bindirdi. Şimdi depremler olduğu vakit bu şekilde büyük depremler sonrasında bazı ekonomik sorunları tetikler. Ekonomik krizleri tetikler. Bu depremden dolayı ekonomik krizler de olacaktır. Ben depremsel açıdan bakarak bu tarz şeyleri söylüyorum, ekonomik olarak değil.
‘BU BİR KOMPLO TEORİSİ YAZMAK DEĞİL’
Aynı şekilde de bugün bizim gündemimizde İstanbul depremi var. Şimdi bu İstanbul depreminin ne vakit olacağını bilmiyoruz fakat uzun zamandan beri aynen Maraş’ı söylediğimiz şeklinde İstanbul depremi de söyleniyor. Şimdi bir an için şu şekilde varsayalım; bu bir komplo teorisi yazmak değil, devleti yönetenler aslına bakarsanız bu hesabı hesaplamıyorlarsa, önümüzdeki 50-100 seneyi planlamıyorlarsa öyleki bir yönetim aslına bakarsanız olmaz. Ülke yönetilmiyor anlama gelir.
‘MARAŞ DEPREMİ İLE İSTANBUL DEPREMİ ÇAKIŞIRSA BEKA SORUNU BAŞLAR’
İstanbul depreminin bulunduğunu varsayalım. Daha Maraş depremlerinin zararlarını azaltmadan, ülkenin yükünü bu depremlerden kurtarmadan İstanbul depremi binerse işte o vakit kalım problemi adım atar. Maraş depremi ile İstanbul depremi bir halde çakışırsa daha Maraş depremlerini büyük seviyede biz bir halde halletmeden çakışırsa kalım problemi adım atar. Bugün bile Maraş’ta o yörede olan depremler o bölgedeki ekonomiyi tamamlamıştır. Ne zamana kadar tamamlamıştır, daha 10-15 yıl, bu sürede de dünya daha da ileri gidecek. O bölge ne pazar ne satın alan ne üretim ne yığın ne de dünyada bir yer bulma noktasından artık uzaklaştı.
‘İSTANBUL DEPREMİ GELİRSE TÜRKİYE EKONOMİK OLARAK DİZ ÜSTÜ ÇÖKER’
Bir de bunun üstüne İstanbul depremi gelirse Marmara depremi kolay diyoruz; öyleki değil. Türkiye’nin yüzde 60’ından fazlasını neredeyse üreten bir bölgede ekonominin çökmesinden bahsediyoruz. Şu demek oluyor ki gayrisafi ulusal hasılanın bile yüzde 60’ından fazlasının elde olduğu bir yer. Bu zelzele olduğu vakit yakınlarda, bugün yarın koşul değil, daha bu Maraş depreminin bile tetiklediği ekonomik krizler olacak. İstanbul’un yüzde 60’ı bu şekilde ekonomiyi, ülkenin can damarlarını elinde tuttuğuna bakılırsa İstanbul depremi vardığında o vakit Türkiye ekonomik olarak hakikaten diz üstü çöker. Türkiye üretemez ve Türkiye’nin zelzele öncesi sürece gelmesi için seneler lazım. O sürede de dünyada atı alan Üsküdar’ı geçer, dünyada bu tarz bir olay olmaz.
‘CUMHURBAŞKANIMIZIN ÇOK VECİZ BİR SÖZÜ VAR’
Ekonomik bağımsızlığı yitirdiğimiz şeklinde siyasal bağımsızlığımız da tehdit altına girer. Bu işin esprisi yok, gerçek kalım meselesi bu. Sayın Cumhurbaşkanımızın oldukça veciz bir sözü var, ben asla unutmuyorum. Aynen şunu dedi: ‘Bana söylediler ki IMF bizlerden 5 milyon dolar borç istiyor. Ben de dedim ki ‘verin!’ Bugün borç alan yarın yönerge alır dedim.’ Bu, cumhurbaşkanımızın sözü. Şimdi ekonominin yüzde 60 can damarını elinde bulunduran bir bölge, üstelik önceki depremin de kalıntıları üstüne oturursa sen Türkiye’nin o durumunu düşünerek iyi mi bağımsız olarak siyasal ülkeyi yöneteceksin? Dolayısıyla bu latife değil. Bu ülkeyi yönetenlerin bu zelzele konusunu oldukça ciddiye alması lazım gerçek kalım meselesi de bu!


